Ev sağlık Kanser neye benzer kokar?

Kanser neye benzer kokar?

ile Emir Kavaklıoğlu

Reklam

Ancak doktorlar bu kokunun ciddi hastalıklara işaret edebileceği konusunda uyarıyor. Bu makale, bazı çok önemli bilgileri içermektedir. Doktorların ne zaman bir doktora gitmenizi önerdiğini ve vücut kokusunun hangi olası hastalıkları gösterebileceğini öğrenmek için sonuna kadar okuyun.

Reklam

Koku size neyi anlatır

Her insanın ter, sebum ve tüketilen yiyeceklerin kokusundan oluşan kendi benzersiz kokusu vardır. Genelde bu koku demeti pek hoş değildir, değil mi?

Basit hijyen alışkanlıkları ile güçlü ve rahatsız edici vücut kokusunu önleyebilirsiniz. Ancak, kokunun daha yoğun hale geldiği durumlar vardır.

Bu özellikle sıcak havalarda, terleme arttığında meydana gelir. Aynı şey yoğun fiziksel aktivite sırasında da olur. Ancak dinlenme dönemlerinde koku genelde tekrar normale döner.

Doktorların görüşüne göre sorun nasıl kokar

Güçlü ve hoş olmayan bir kokunun olası bir hastalığın sonucu olduğu tamamen farklı bir durum da vardır. Bir kişide anormal kokuya neden olan tıbbi nedenler, doktorlar tarafından birkaç gruba ayrılır.

Birincisi, çürükler ve periodontoz gibi en yaygın diş sorunlarıdır, bu da güçlü ve sürekli ağız kokusuna neden olur.

İkincisi, Helicobacter’in neden olduğu mide ülseri hastalığı da çürük koku ile karıştırılabilecek bir kokuya neden olabilir.

Üçüncüsü, özellikle uzun süren ve zor iyileşen ülser lezyonları gibi belirli cilt sorunları da çürük bir kokuya neden olabilir.

Tüm bu durumların ortak özelliği, doktorların bahsettiği karakteristik çürük kokusudur.

Çürük kokusu ile tanınabilecek, aynı zamanda ciddi olumsuz sonuçları olabilecek sağlık sorunları var mı? Doktorlar: Evet, diyor!

İnsanların dikkat etmediği dört koku.

Dikkat etmeniz gereken ilk koku, nefesinizdeki idrar kokusudur. Böbrekler ciddi şekilde hasar gördüğünde ve fonksiyonları önemli ölçüde kısıtlandığında ortaya çıkabilir, bu da vücutta büyük miktarda üre birikmesine yol açar.

Bu durum tehlikelidir çünkü birçok durumda böbrekler için geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir. Bir kişi, örneğin diyaliz gibi bir yedek tedaviye ihtiyaç duyabilir. Aynı zamanda, belirgin bir ağrısı olmayabilir ve beraberindeki zayıflık sıradan yorgunlukla karıştırılabilir.

İkinci keskin kimyasal koku, aseton kokusu olabilir.

Tehlike, bu tür bir kokunun sıkça yoğun diyetler sırasında ortaya çıkmasında yatmaktadır ve bazı beslenme uzmanları, takipçilerini bunun kilo verme sırasında normal olduğuna ikna etmeye çalışmaktadır.

Ancak, sadece kısmen haklıdırlar – aseton kokusu, gerçekten ketoasidozun varlığına işaret edebilir. Ancak bu, normal bir durum değildir, çünkü zamanla karaciğer sirozuna dönüşebilecek ciddi karaciğer sorunlarına işaret eder, diyor doktorlar.

Şunlar da hoşunuza gidebilir